Cumhuriyet Halk Partisi Tokat Milletvekili Orhan Düzgün, Türk halkının duyarsızlaştırılarak Abdullah Öcalan`ı serbest bırakma planları yapıldığını savunarak, “Yakında Abdullah Öcalan`ı meclis sıralarında görürseniz çokta şa

CHP Tokat Milletvekili Orhan Düzgün, Öcalan için İmralı`ya ev yapıldığına dair  duyumları olduğunu belirterek,   “ ben size daha vahimini söyleyeyim. Çok yakında Abdullah Öcalan`ı biz sokakta göreceğiz. Çünkü hükümet bu konuda anlaştı” dedi.

  Düzgün, parti binasında düzenlediği basın toplantısında Tokat ve Türkiye gündemine dair değerlendirmelerde bulundu.  İlk olarak Tokat gündemi ile ilgili konuşan Düzgün, “Fabrikalarımız kapatılıyor, işsizlik artıyor, iş yerlerimiz kapanıyve maalesef hala göçte Türkiye birinciliğimiz devam ediyor. İktidar nedense yüzde 56 oy almasına rağmen Tokat`ı, Tokat`lıları sevmiyor. Hatırlayacaksınız seçim öncesi dönemde Tokat-Ünye yolundan bahsedilmişti. Tüm Tokat`lılara bu vaat ediliyordu. Şimdi iktidar diyki, ‘biz bunu böldük, Tokat-Niksar arasına yol yapacağız.’ En azından belki bunu yaparlar bu yolun yapılacağına bile inanasım gelmiyor. Ben bir şehre yol yapmanın bir yatırım olduğunu da düşünmüyorum. Çünkü yol yapmak devletin asli görevlerinden biridir`` dedi.

Türkiye`nin adım adım Ortadoğu`da bataklığa gönderildiğini söyleyen Düzgün, AK Parti ve İsrailtaklığı ile Suriyeli Müslümanların kanının akmasına bir arada yardımcı olduklarını ileri sürdü. Düzgün, Türkiye`ye getirilen patriotların başında yabancı askerlerin yer almasının anayasal suç olduğunu ileri sürerek şöyle dedi: ``Türkiye`nin topraklarına yabancı askerlerin getirilmesi bir tezkere gerektirir. Hükümet böyle bir tezkere almamıştır. Milletin yetkisini gasp etmiştir. Ülkemizde şu an sayısını bilmediğimizi, ne kadar kalacaklarını bilmediğimiz yabancı askerler konuşlandırılmıştır. Yani bir anlamda Türkiye işgal edilmiştir. Hükümet bunu yaparken Suriye`deki halkı koruduğunu iddia ederek yapmıştır, asıl korudukları yer İsrail`dir. Hatırlayacaksınız, biz Kürecik`te ki radar üstü kurulduğunda demiştik ki, `bu radar üstü İsrail için kuruldu` demiştik. Onlarda demişlerde ki, `hayır biz bunu NATO için kurduk` demişlerdi. Geçtiğimiz günlerde AKP hükümeti NATO`nun İsrail`letak iş yapmasını onayladı. Yani artık Kürecik radar üstü fiili olarak ta İsrail`in emrine verilmiş oldu. Bunu yaparken Suriye`de oluk oluk kan akıyor. Geçtiğimiz günlerde İsrail uçakları Şam`ı bombaladılar ve hükümetten bir Allahın kulu çıkıp `ne oluyor` demedi İsrail`e. En ufak bir kınama yapılmadı``

Hükümetin uzunca bir zamandır PKK ile işbirliği yaptığını iddia eden Düzgün, iktidarın 2009`dan itibaren Abdullah Öcalan ile görüştüklerini açıkladığını, şimdi ise İmralı ile açık pazarlık yapıldığını söyledi. İmralı`ya ev yapıldığı yönündeki söylemlerin sorulması üzerine Düzgün, Türk halkının duyarsızlaştırılarak Abdullah Öcalan`ı serbest bırakma planları yapıldığını iddia ederek şöyle dedi: ``Daha öncesinde Abdullah Öcalan`ın İmralı’dan zaman zaman dışarıya çıkartıldığına dair bizim duyumlarımız vardı. Hatta biz bunu sayın Adalet Bakanına mecliste genel kurulda sorduk, cevap son derece lakaitti. Dedi ki, `Hadi gidip bakalım,ada mı değil mi` diye. Yani bir bakanın sorumluluğuna yakışmayacak cevap aldık. Şimdi güneşi, ayı ve gerçekleri sürekli gizleyemezsiniz. Zaman zaman üzerlerini örtebilirsiniz ama gerçekler mutlaka bir güntaya dökülür. İmralı`ya ev yapıldığına dair bizimde duyumlarımız var ama ben size daha vahimini söyleyeyim. Çok yakında Abdullah Öcalan`ı biz sokakta göreceğiz. Çünkü hükümet bu konuda anlaştı. Bu anlaşmalar kendi aralarında mevcut. Bizim sayın genel başkanımız, İmralı görüşmeleri ile ilgili hep şunu söylüyor. Diyki, `Ne konuşuyorsanız bize de söyleyin, halkada söyleyin`. Hükümetten maalesef bir açıklama yok. Neyin pazarlığı yapılıyor. Hangi konularda anlaşıldı, hangi konularda anlaşılamadı. Halkın bundan hiç bir bilgisi yok. İktidar maalesef halkın yetkilerini gasp etmiş durumda. İktidar `Ben oy aldım` diye canının istediğini yapamaz. Halka hesap vermek zorunda. Maalesef bu yok şu anda. Ev yapılmasına falan bizi çoktan razı edecekler. Yakında Abdullah Öcalan`ı meclis sıralarında görürseniz çokta şaşırmayın. Çünkü bu hükümetin hedefi bu``

Düzgün, bir basın mensubunun, “Gülten Kışlalı terörist değilim, devlet terörünün mağduruyum şeklindeki sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?” sözlerine şu şekilde cevap verdi: “Bu ülkede geçmişte devletin mağdur ettiği insanlar olmuştur sadece Gülten Kışlalı devletin mağduru değildir. Bugün maalesef hala BDP, terör örgütüne terör örgütü dememektedir.  Maalesef kendini solcu tanımlayıp, BDP kadar faşizan bir çizgisi olan başka hiçbir parti yoktur. Her kürsüye çıktıklarında Kürt deyip, kür işliyorlar. Kürtler Tokat’ta da var bizim dostlarımız akrabalarımız var. Biz Kürtleri seviyoruz. Bizim Kürtlerle bir düşmanlığımız felan yok. Ama biz her kürsüye çıktığımızda Türk Türk diye bağırmıyoruz. Bizim Güneydoğudaki Kürt kökenli vatandaşlarımızın da sorunları var,  Tokat’ta ki Kürt kökenli vatandaşlarımızın da sorunları var. Biz onlarında vekiliyiz Tokat’takilerin de vekiliyiz. Herkesin sorununu söylemek zorundayız ama maalesef BDP kendisine solum deyip son derece faşist bir politika izleyen bir partidir. Bu anlamda Gülten Kışlalı’nın söylediği bizim için çok yabancı bir kavram değil aynı şeyleri hep söylüyorlar. Vatandaşımızın devlet ile ilgili sorunları olabilir, bu sorunlarda her zaman vatandaşımızın yanında yer alırız, ama devletimize de isyan etmeyiz”